Ceza Yok ✖ Sınır Var ✔

Sınırlar, çocukların hem kendilerini hem de yaşadıkları ortamı kavramalarını sağlar; onlara keşif ve öğrenme fırsatı sunar.

R. J. Mackenzie

Günümüzde çoğu aile çocuklarına karşı anti-otoriter bir tutum sergilemekte, kural ve cezalara şiddetle karşı çıktıklarını belirtmektedirler. Çocuklarına özgür bir ortam sunmayı hedefleyen anne ve babalar kendi oluşturdukları kuralsız ortamda zamanla beklenmedik sorunlarla karşılaşabilmektedirler. Bazı ebeveynler ise çocuklarının söz dinlemediğinden yakınmakta, çözüm olarak azarlama, tehdit etme, nasihat verme gibi pek çok yöntemi denemelerine rağmen bir türlü sonuç alamadıklarını belirtmektedirler. Bu tür durumlarda ebeveynler aşırı hoşgörülü bir tutumdan cezaya giden farklı yöntemleri uygulamaktadırlar. Çocuklarda karşılaşılan sorunlar incelendiğinde, bu sorunların çoğunlukla ebeveynlerin çocuklarına sınır koymayı bilmediklerinden kaynaklandığı görülmektedir.

Ebeveynlerin şikayet ettikleri pek çok sorun, ne yazık ki kendi uyguladıkları davranışların geri yansımasıdır. Çocuğa çelişkili söylemlerde bulunmak, anlayamayacağı karmaşık gerekçeler sunmak ve kararlı duruş sergileyememek bunların başında gelmektedir. Bunun yerine çocuğa sorumluluklarını gösteren, ondan ne beklediğimizi açıkça ortaya koyan davranışlar sergilenmelidir. Büyümeyle birlikte çevresini keşfetmeye başlayan çocuklar, içinde yaşadıkları ortamı tanımak, kurallarını anlamak isterler. Anne ve babaları başta olmak üzere diğer insanların kendilerini nasıl gördüğünü, ne beklediğini bulmaya çalışırlar bunun içinde sürekli olarak sınır deneyerek ne kadar ileri gidebileceklerini, ne yaparsa ne tür tepki göreceğini anlamaya çalışırlar. Sınırların çizilmesi ve kararlı tutum bu keşif sürecinde doğru davranışların kazanılmasında büyük rol oynar. Aksi takdirde problem davranışların öğretilmesi ve pekiştirilmesi kaçınılmazdır.

Tabletle oynamak isteyen bir çocuk düşünün. Annesi bugün zaten fazlaca oynadığı için hayır der. Çocuk hayırı duyduktan sonra ağlayıp bağırmaya başlar. Annesi bir iki dakika dayansa da, o anda ilgilenmesi gereken bir işi vardır ve belki de sessizce tabletle oyalanması daha iyi olur düşüncesiyle tableti çocuğa verir ve çocuk susar. Çoğumuz için tanıdık olan bu sahne aslında daha sonra katlanarak devam edecek bir sorunun başlangıcıdır ve ne yazık ki pek de iyi sonuçlanmamıştır. Burada çocuk, annesi bir şeye hayır dediğinde karşılık olarak ağlarsa istediğini elde edeceğini öğrenir ve bir sonraki durumda aynı ağlama davranışını sergilemeye devam eder. Hatta daha fazla ağlayıp öfke krizi çıkarırsa, daha fazla şey elde edip edemeyeceğini denemek ister. Şimdi aynı durumda farklı bir yöntem uygulayalım. Tablet oynama ile ilgili kural çocuğa önceden anlatılsın. Örneğin; “tabletle günde yalnızca yarım saat oynayabiliriz” gibi. “Çünkü tablet anne ve babaya ait, tıpkı boyama kitabının sana ait olduğu gibi.  Sen izin vermezsen boyama kitabını ben boyayamam değil mi? İzin alırsam sen boyama yapmama izin veriyorsun. Sen tabletle oynamayı sevdiğin için ben de sana günde yarım saat izin veriyorum” şeklinde net, anlaşılır bir açıklama yapılsın ve bu açıklama da aynı zamanda yetişkin ve çocuğun farklı rolleri olduğu, ikisinin de yapabildiği ve yapamadığı şeyler vurgulanmış olsun. Çocuk tabletle oynama süresini doldurmadan önce çocuğa hatırlatılsın “5 dk sonra (daha küçükse saat buraya geldiğinde şeklinde görsel olarak) tablet oynama vakti doluyor ve oynamayı bitirmeni isteyeceğim.” Süre dolduğunda anne tableti alsın. Yarım saat doldu, sınır buraya kadar. Anne de çocuk da bunu biliyor. Sizce bu örnekte çocuğun tepkisi ilkiyle aynı mı olur?

Sınır koymak zannedildiği gibi çocuğu kısıtlamak, özgürlüğünü elinden almak veya baskıcı anne baba modeli oluşturmak değildir. Aksine sınırlar; çocuğun kendi alanını belirlemesine ve bu alan içinde özgürleşmesine olanak sağlar. Ayrıca sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin gelişmesine yardımcı olur. Sınırlar sayesinde kurallar net ve anlaşılır şekilde çocuk tarafından öğrenilir ve yine sınırlar sayesinde problem davranışlar son bulur hem de siz çocuğunuzla çatışmadan, güç savaşına girmeden. Çocuğunuza bir şeyi yaptırmak veya yaptırmamak için ceza gibi zorlayıcı yöntemlere başvurmayın yalnızca kural öğretin.  Sınırların olduğu yerde baskı ve cezaya gerek yoktur çünkü çocuk neyi ne kadar ve ne durumda yapması gerektiğini zaten öğrenmiştir.

Pedagog Zeliha Venedik